‘Amazon Kürt Kadını’ olarak bilinen Kürt sanatçı Semyanî Perîzade, 21 Aralık’da yeni single çalışması ALO’yu müzikseverlerle buluşturdu. Ülkece yaşanılan sıkıntılar ve ortak sorunlarımıza karşı rahatlatıcı bir alternatif sunan şarkı, özelde Kürt gençlerine bir armağan. “Onlara dünya vatandaşı olduklarını hatırlatacak, varlıklarıyla gurur duyacakları ilham verici üretimlere ihtiyaçları var. Benim hedefim de bu” diyen Perizade’nin Kürtçe beddualarla bezeli muzip ve muzır yeni pop şarkısı müzik platformlarında şimdiden sayısız geri bildirim aldı.
Perizade, Türkiye’de hâkim eğlence kültürü alanında bir ilk olan Kürtçe-pop şarkısı ALO hakkında Gazete Rüzgârlı’ya konuştu.
Semyani Perizade kimdir ve hem son şarkısında hem de öncekilerde neyi arzuladı önce buradan başlayalım isterseniz…
“Anadilde üretimin iyileştirici bir yanı var”
Kürt bir ailenin 11. Çocuğuyum. 92-93 yılları arasında ailemle bulunduğumuz bölgeden zorunlu göç ile Mersin’e göç ettik (Uzun bir süredir İstanbul’da yaşıyorum) Dezavantajlı bir çocukluk geçirdim. Zaman aleyhime çok işledi. Şimdi o zamanı geri kazanamam ama kalan zamanımda sevdiğim işlerle, kendi anadilimde üretimde kalarak hayatımı sürdürmek istiyorum. Köken ailem ile zorunlu göçün, radikal İslam’ın ve kurumsal ırkçılığın yarattığı kopukluğu ve boşluğu kendi dilimde üretimde kalarak telafi ettiğimi hissediyorum. Çünkü benimle benzer hikâyelerden geçen Kürt erkeklerine ve kadınlarına dönemin ihtiyaçları ve ruhunu karşılayan güçlü cümleler ve güzergâhlar oluşturduğumda birlikte iyileşme fırsatı yakalayacağımızı düşünüyorum. Yaralarımızı ve travmalarımızı sanat aracılığıyla derinden iyileştirebileceğimize inancım sonsuz. Bu benim için çok anlamlı.
Kürt gençlerinin dönemin ruhunu kavrayacak üretimlere ve farklılıklarının kötü olmadığı konusunda onları cesaretlendirecek, dünya vatandaşı olduklarını onlara hatırlatacak, varlıklarıyla gurur duyacakları ilham verici üretimlere ihtiyaçları var. Ve bunu misyon edinmeyi seçiyorum.
Süleymaniyeli şarkıcı Sandra ile yaptığınız “I AM FIRE” düet şarkısı İngilizceydi. Son yayınladığınız ‘ALO’ isimli single parçanızı ise anadiliniz Kürtçede söylediniz. Günümüz eğlence dünyasına daha önce yapılmamış bir Kürtçe pop şarkısı sundunuz. Bize biraz süreçten ve duygularınızdan bahsedebilir misiniz?
Bu yıl ana teması iletişim olan “ALO” adlı şarkımı ürettim. Kendi imkanlarımla bir yılın sonunda bir video klip çekebildim. “ALO” adlı şarkım, Funk tarzında deneysel çalıştığım bir şarkı. Şarkımda kuşaklar arası bağlantıyı güçlendirmek adına kendi cümlelerimin yanı sıra yer yer Kürtçe deyimler ve söylemlerimizden yararlandım. Hatta bir iki cümleyi revize edip biseksuel bir kadına işaret ettim.
“Kuşaklar arasında bağlantı sağlamak istedim”
Böylece yeni nesil tarafından unutulmaya yüz tutmuş bu güçlü kadın atalarımızdan kalan toplumsal tabulara kafa tutmuş güçlü ve cüretkâr cümleleri güncel tutup, kuşaklar arası bağlantıyı sağlamayı planladım. Gayet feminist, oldukça enerjik ve neşeli bir şarkı olduğu kadar aynı zamanda modern Kürt kadınının biraz tavırlı ve meydan okuyan halini de yansıtan haylaz bir şarkı oldu. Hep birlikte çokca seveceğimiz ve duygu sağaltımı yaşayacağımız bir şarkı oldu kanımca. Hali hazırda tamamlanmayı bekleyen bestelerim var. Onları da tamamlayıp sizlere ve hedef kitleye ulaştıracağım.
Sizi dinleyen belli bir kesimden söz etmek mümkün mü? ALO isimli Kürtçe şarkınızın yansımaları nasıl oldu?
Tabii ki beni dinleyen bir hedef kitle mevcut. Haberdar oluyorlar gün geçtikçe. Ve aldığım efektler de yanılmadığımı gösteriyor.
Alo isimli parçanıza birçok olumlu geri dönüş aldınız. Sosyal medyada da yayımladığınız bir eleştiride ise Kürt kültürünü deforme etmekle itham edildiniz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
”Fikriyle örtüşmeyen her üretime muhalif olanları dikkate almıyorum”
Her ne kadar olumlu dönüşler ezici çoğunlukta olsa da, gönül koyanları dinliyorum. Ama fikriyle örtüşmeyen her üretime ve var olma haline muhalif olmayı yahut eleştirmek için küfretmeyi seçenleri tabii ki dikkate almıyorum. Çünkü yaptıkları çok saygısızca ve kabul edilebilir bir tarafı yok. Gönül koyanların kırgınlığını anlamakla birlikte, çağın değişkenleriyle Kürtler için de ihtiyaçlar gelişti zamanla. Bu ihtiyacı biri veya birileri muhakkak karşılayacak. Bu ihtiyacı ana dilimde karşılamayı seçtim ben de. Takdir edip etmemek elbette dinleyenlere kalıyor. Fakat yıllardır çizgisinden çıkmayıp biz Kürtleri bitmek bilmeyen hassasiyetlerimizden ötürü üzmekten ve ağır eleştirilmekten korkan sanatçıların çalışmaları bu kadar gündem yaratmadı (İmkânsızlıklarla boğuşup durdular. Ki hala öyle). Beni Kürt kültürünü deforme etmekle suçlayan ve hakaret edenler şarkımı en çok dinleyen onlar oldu (buradan teşekkürlerimi iletiyorum). Yani bu da kendi içinde bir ironiyi barındırıyor. Maksadım şimdiye kadar gelenleri deforme etmek değil, bizden kayıp vermenin önüne geçmenin yollarını araştırmak. Müsterih olsunlar çünkü Kürt Kültürü ve klasik eserlerimiz benim üretimlerimle yıpranmaz. Yani benden korkmalarına ortalığı telaşa vermelerine gerek yok. (güler)
“Kürtçe müzikte çığır açan isim Ciwan Haco’dur”
Bundan yıllar önce Kürt sanatçı Yerivan Nureddin, Kürtçe’nin popa uygun olmadığını söylemişti. Yurtdışında birçok örneği olsa da Türkiye’de sizin parçanız bu konuda bir ilk olma özelliğini taşıyor. Bir çığır açtığınızı düşünüyor musunuz? Devamı gelecek mi?
Kendisini sizin aracılığınız ile henüz tanımış oldum. Daha önce Kürtçe Pop denenmediği için bu yorumu yapmış olmalı diye düşünüyorum. Bir çığır demeyelim de bir başlangıç yaptığımı düşünebiliriz. Bence Kürtçe müzikte çığır açan kişi Ciwan Haco’ydu. Elimden geldiğince üretimde kalmaya devam edeceğim.
2020 ‘de yayınladığınız Xewna Berevajî (Tersyüz Rüya) isimli şarkınız hüzünlü bir şarkıydı. Yeni şarkınızdan yola çıkarak müzik yolculuğunuzun daha neşeli ve coşkulu bir şekilde seyredeceğinizi söyleyebilir miyiz?
Tabi ki hayır, hayat gibi bir ritmi olacak üretimlerimin de. Bazen coşup neşeleneceğiz bazen de hüzünleneceğiz.
Siz aynı zamanda kendinize yeni bir isim koyarak da dikkatleri çektiniz. Semyani Kürtçe’de; Serdarî, Serwerî, mirêsdar ve wurşedar anlamları taşıyor. Türkçede ise haşmetli, görkemli, muhteşem, hükümranlık, saltanat gibi anlamlara geliyor. Peki, Perîzade soy isminin sizin için özel bir anlamı var mı?
Semyani’yi anne tarafım Başur şengal Ezidilerinden olduğu için sevmiş ve istemiştim. Bir arkadaşım ismim ve soy ismim konusunda arayışta olduğum bir dönemde baba tarafından köklerimin İran Kürtlerine dayandığını bildiği için ve beni de periler gibi sevdiği için soyadın Perizade olmalı demişti. Görüştüğüm astrolog danışmanım da doğum haritama bakıp numorolojiye göre seçtiğim isimlerin uygunluğunu onaylayınca, sevgilim Zeynep de sevince kararımız gerçeğe dönüştü.
Zeynep’ten söz açılmışken LGBTİ+ çiftlerdensiniz. Bulunduğunuz çevre haricinde (Cihangir) gözlemleriniz nasıl? Toplum olarak ilerleme kaydedebiliyor muyuz?
Homofobi her yerde. Bunun eğitimli olup olmamakla bir ilgisi yok. Saygılı olup olmamakla bir ilgisi var. Alışık olmayan çevrelere girdiğimizde ne yapacaklarını bilmedikleri için bazen gözlerini kaçırıyorlar ama asla saygısızlık yapmayanlar da var. Mesela bir gün Nişantaşı’nda bir hipster tipli çocuk üstümüze yürüdü. Biz yokmuşuz gibi. El ele yürümemizden rahatsız olmuştu. Bizi yarıp geçti. Arkamızda yürüyen hetero iki kadına da yol verdi. Hepimiz şaşkınlıkla adamın vermeye çalıştığı mesajı algılamaya çalışırken arkasından baktık, yol verdiği kadınlar da şaşkındı. Beyoğlu’nda üstümüze “ahlaksızlar” diye bağırıp yürüyen genç ile göz göze geldiğimizde korktuğunu gördüm. Çünkü kendinden emin olduğu o ahlakı elimi uzatsam yerle yeksan olacaktı. Yol kat etmemiz için sistemin revize olması gerekiyor. Eğitim siteminden, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na; ailelerden, medyadan; gündelik sokak hayatımıza ve dilimize kadar her şeyin yeniden şekillenmesi gerekiyor. Çok şiddet içeren bir dile ve pratiğe sahibiz. Bu çok yorucu ve yıpratıcı.
Daha önce bir de kitap yayınlamıştınız. Oyuncu kimliğiniz de var. Sanatın birçok dalında aktifsiniz. İçinizdeki yaratıcı gücü ne zaman fark ettiniz?
Çocukluğumdan beri bunun farkındaydım. Yaşam el verdiğince üretmeye çalıştım.
“Biz salt acıdan beslenen bir toplum değiliz”
Şarkınızda LGBTİ+ çağrışımların, tatlı bir feminizmin yanında Kürtçe deyimler ve serzenişler de dikkat çekiyor. Tüm siteminizin arkasında kahkahanız mutluluğa teşvik ediyor. Ataların dili şuan içinde bulunduğumuz eğlence dünyasına muzırca akıyor. Bunu nasıl başardınız?
Bu şarkıda kuşaklar arası bağlantıyı önemsedim, Y kuşağı çocuğu olarak bir önceki nesilden bir sonraki nesle sözleri ve duyguları taşımayı hedefledim. Buradaki karşılığa denk gelecek nitelikte sözleri vardı kadın atalarımızın ve hali hazırda onlarla gönülden bağı olan benim de. Biz salt acıdan beslenen bir toplum değiliz atalarımız oldukça neşeli kadınlar. Mutlaka hepimizin aile geçmişinde hatırlanan ve hala yaptıklarına ve söylediklerine güldüğümüz eğlenceli, komik, güçlü ve zeki kadınlarımız vardı. Ben sadece onların bugüne yansıyanlarından biriyim. Keyifle de yaptım, ohh canımıza değsin.
ALO şarkısının yayına gireceği dijital müzik platformları ise şöyle:
Spotify, Apple Music, iTunes, Instagram/Facebook, TikTok/Resso, YouTube Music, Amazon, SoundtrackbyTwitch, Pandora, Deezer, Tidal, iHeartRadio, ClaroMusica, Saavn, Boomplay, Anghami, KKBox, NetEase, Tencent, Qobuz, Triller (beta), Yandex Music (beta), MediaNet, Snapchat, Shazam