Unutmaya yüz tutmuş sanatlar, Ulucanlar Cezaevi Müzesi içerisinde yer alan Sanat Sokağı’nda sanatseverlerle bir araya geliyor. Sanat Sokağı’nda bulunan usta sanatçılar yaptıkları eserleri gelecek nesillere aktarıyor. Her gün yüzlerce ziyaretçiyi ağırlayan Sanat Sokağı, asırlık sanatlar ile onlarca farklı sanatı bir araya getiriyor. Mesleklerinin duayenleri, yediden yetmişe herkese sanatın kapılarını aralıyor.
“Yüreğimin götürdüğü o yerde çalışmak…”
Atölye Güneş Galesi’nde ressam eğitmenliği yapan Fatma Nedret Munzur, Sanat Sokağı’nda mesleğini icra etmekten dolayı mutluluk duyduğunu söylüyor:
“Çok küçük yaşta resim alanına özel bir ilgim vardı. Bundan dolayı Üniversite’de bölüm seçerken titiz davrandım. Sanat Tarihi bölümünden mezun olduktan sonra kendimi sanata verdim. Sanat Sokağı’nda çalışmak ise bana ayrı bir zevk veriyor.
Emekli olduktan hemen sonra Sanat Sokağı’nda böyle bir atölye açma fikri aklıma geldi. Galeride çoğunlukla mistik konuları ön plana çıkarmayı amaçlıyorum. Öğrencilerime resim yaparken duyguların önemli olduğunu söyleyerek, sezgileriyle çalışmalarını istiyorum. Ben hep öyle yaptım ve şu an yüreğimin götürdüğü yerdeyim. Yüreğimin götürdüğü o alanda çalışmak bana büyük keyif veriyor.”
Sanat Sokağı’nda 40 sanatçı arkadaşı ile birlikte çalıştığını söylüyor Munzur. Yaptığı işlerin dışında sanata ilgisi olan kişilere özel ders verdiğini anlatıyor:
“Birbirinden bağımsız alanlardan gelen öğrencilerim var. Mesela Ankara hastanesinden gelen doktor öğrencime resim dersi veriyorum. Sanatın yaşı olmadığına inananlardanım çünkü yedi 80 küsur yaşında öğrencim var. Sanat insanın ruhunu hafifletiyor. Bundan dolayı her yaşta insanın bir sanat dalıyla ilgilenmesinden yanayım.”
Munzur, eserlerinin yurt içi ve yurt dışı koleksiyonlarının bulunduğunu söylüyor. Bunun dışında Almanya’da semazenler sergisi açtığını dile getirerek, gençlere sesleniyor:
“Sevgili gençlerimiz yarınımızın güvenceleri. Benim gençlere tek tavsiyem sanat ve spor mutlaka hayatlarında olmalı.”
