Dünyadaki tüm kadınlar, haksızlığa, sömürüye, eşitsizliğe ve şiddete karşı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü‘nü dayanışmayla kutluyor. Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle biz de Diyarbakır merkezli Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (Dakahder) proje çalışanı Berivan Öztürk’le bugünün anlam ve önemine dair konuştuk.
“Genç kadınlara güçlenmeleri için destekler vermeye çalışıyoruz”
Dayanışmanın Kadın Hali Derneği gönüllüsü ve aynı zamanda proje çalışanı Berivan Öztürk, 10 yıldır hak temelli çalışmalarda bulunuyor. Pek çok sivil toplum kuruluşunda aktivizm ve savunuculuk yapan Öztürk, Dernek ve çalışmaları hakkında şunları paylaştı:
“Derneğimiz 2018 genç kadınlar tarafından Diyarbakır’da kuruldu. Şimdilik tek şubemiz var ama ihtiyaç halinde bölgedeki diğer şehirlerde de çalışma yürütüyoruz. Dayanışmanın Kadın Hali Derneği‘nde cinsiyet ya da cinsel kimliği dolayısıyla ayrımcılığa maruz bırakılmış herkesle dayanışma gösteriyor, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için savunuculuk ve aktivizm yapıyoruz. Genç kadınlara akademide ve iş hayatlarında güçleneceği destekler vermeye çalışıyoruz. Bu Dernek, üniversiteli genç kadınların staj yapıp sivil toplum alanında deneyim kazandığı güçlendiği bir yer aynı zamanda. 2021 yılından beri süren Toplumsal Cinsiyet Akademisi projemiz var, hali hazırda devam ediyor. Bu akademide kadınlar Toplumsal Cinsiyet ve Feminizm üzerine dersler aldı. Dersler Aralık ayında bitti ve Ocak ayından beri de akademiden mezun olan kadınlar Diyarbakır, Mardin, Urfa ve Batman şehirlerinde diğer kurum ve kuruluşlara Toplumsal Cinsiyet Eğitimi’ni yaygınlaştırıyor. Farklı şehirlerden de eğitim talepleri alıyoruz ve olabildiğince bu şehirlere de erişmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra ‘Kadın Haber Ağı’ projemiz vardı. Burada da yine bir grup genç kadın ‘Kadın ve LGBTİ+ Odaklı Habercilik’ üzerine eğitimler aldı ve bu bağlamda haberler yazdı. Bu haberler web sitemizde yer alıyor.”
“8 Mart, yok sayılmanın, eşitsizliğe karşı mücadelenin getirdiği bir kazanımdır”
Öztürk, 8 Mart’ın öneminden de şu sözlerle bahsetti:
“Bu yıllarda sanayileşme denilen olgu ile emek sömürüsü hız kazanıyor. Sosyalist politikacı Clara Zetkin 2. (Sosyalist) Enternasyonal’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Kadınlar gününü gündeme getiriyor ve oy birliği ile kabul ediliyor. 8 Mart olarak kararlaştırılması bir süre sonra oluyor. Ben kişisel olarak mücadele ile özdeşleştiririm amacını. 8 Mart, yok sayılmanın, eşitsizliğe karşı mücadelenin getirdiği bir kazanımdır.”
“8 Mart kadınların mücadelesini ihtiva ediyor”
Aktivist Berivan Öztürk, 8 Mart’ın tarihsel sürecine bakıldığında kadınların mücadelesini ihtiva ettiğini söyleyerek, kadınların küresel olarak cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, emek sömürüsüne karşı mücadele ettiğini vurgulayarak şunları dile getirdi:
“Kapitalizm ve sanayileşmenin bilhassa kadınları esir almaya çalıştığı 19.yy’da gündem; eşit iş ve eşit maaş, oy hakkı mücadelesiydi. Fakat Türkiye’deki kadınlar bugün; İstanbul Sözleşmesi için, kadın cinayetleri ve şiddete karşı mücadele veriyor. 8 Mart’ta ülkedeki kadınların gündemini hükümetin mevcut politikalarının kadınların yaşam hakkını korumaması ve şüpheli kadın ölümleri gibi konular oluşturuyor.”
“Veri eksikliğinden dolayı birçok kadına ses olunamıyor”
Kadına yönelik şiddet, tecavüz olaylarında toplanan veri çalışmalarının eksikliğinden söz eden Öztürk, şu noktalara dikkat çekti:
“Kadın mücadelesi içinde olan her kadının en çok yakındığı konulardan biri; cinayet ve şiddet verilerinin sağlıklı toplanmaması. Bu aslında devlet kurumlarının şeffaf ve özverili bir şekilde yapması gereken bir sorumluluk. Ancak kadın kurumları, gazete haberlerinden ve başvuru alan kurumlardan istatiksel veriler toplanıyor. Kolluğa ya da jandarmaya biri başvurmuşsa bu istatistiklere geçmiyor. Bunun dışında şiddet tek bir şekilde/çeşitte uygulanmıyor. Ama ne yazık ki sadece fiziksel şiddet başvurularına erişiyoruz. Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı’nın bir parçasıyız ve bu ağ her yıl 25 Kasım’da Diyarbakır’daki vakalar üzerinden rapor paylaşır. Bu rapora göre Diyarbakır’da 25 Kasım 2020’den 25 Kasım 2021’ye kadar olan sürede, bir yıl içinde 11 kadın, erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetmiş.”
“Bilinçaltımız dilimize, yaşantımıza tesir ediyor ve günün sonunda şiddeti ve ayrımcılığı büyütüyoruz”
Yaklaşık 10 gündür telefonuna kozmetik, giyim, çiçek, güzellik vb. kurumsal yerlerden 8 Mart’a özel indirim mesajı geldiğini ve gönderilen çiçeklerin alt metninin rahatsız edici olduğunu ifade eden Öztürk şunları söyledi:
“Bunlar her ne kadar iyi niyetli görünse de mesajları atan kurumsal şirketlerin, kadın işçilerine ayrımcı ve eşitsiz tutumlarda bulunduğunu biliyoruz. Bunlar aynı zamanda kadınlardan beklenen rollerle ilgili beklentiyi sürdüren şeyler oluyor. Eminim iyi niyetli düşünüyoruz ama unutmayalım bilinçaltımız dilimize, yaşantımıza tesir ediyor ve günün sonunda şiddeti ve ayrımcılığı büyütüyoruz.”
“Çağ ve kuşaklar değişir, araçlar değişir ama mücadele mutlaktır”
Mücadelenin her alanda olması gerektiğinin altını çizen Berivan Öztürk şunları aktardı:
“Danışmanın Kadın Hali Derneği olarak 8 Mart’ta Diyarbakır’daki kadın örgütlerinin belirlediği meydanda olacağız. Çağ ve kuşaklar değişir, araçlar değişir ama mücadele mutlaktır. 13 Mart’ta da doğada yürüyüş yapıyor olacağız. Bunun dışında bir sanat kurumu sanatsal bir program hazırlamış, sendikaların kadın komisyonları bisiklet sürüyor olacak, paneller ve söyleşiler var. Yani demem o ki her yer mücadele alanı, 8 Mart kapsamındaki eylemlerimiz bir direniş biçimidir.”