Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, yasalaşma yolundaki Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda değiştirilen maddelerle ilgili dikkat çekici bir yazı kaleme aldı. Kanundan çıkarılacak ifadelerle artık öğretmenlerin MEB tarafından seçilmeyeceğini ve devletin eğitimi denetlemekten vazgeçeceğini vurgulayan Pehlivan “Devlet, eğitimi tarikatlara teslim edecek” dedi.
Öğretmenleri MEB seçmeyecek
Pehlivan, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı’nca seçileceği ifadesinin kanundan çıkarılacağına dikkat çekti. Bu ifadenin çıkarılmasının öğretmenleri başka kurumların seçeceği anlamına geleceğini vurgulayan Pehlivan, “Acaba öğretmenlerin oturduğu mülakat masasında MEB personeli olmayacaksa kim olacak?” diye sordu.
Askeri öğrenci alım komisyonlarında SADAT bağlantılı bir ismin görev yaptığını hatırlatan Pehlivan, “Nurcu ve Nakşi tarikat vakıflarıyla, TÜRGEV ve ENSAR gibi kurumlarla sürekli protokol imzalayan MEB, okuldaki öğretmenin seçimini de onların eline bırakmaz mı?” dedi.
“Yeni öğretmenler ‘dindar ve kindar nesil yetiştireceklerden’ mi seçilecek?”
Pehlivan, yasalaşacak bu kanun maddesiyle, yeni öğretmenlerin tam da hayaldeki gibi ‘dindar ve kindar nesil yetiştireceklerden’ seçilip seçilmeyeceğini sorduğu yazısında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu yeni süreçte nasıl bir rolünün olacağının da akıllarda soru işaretleri bıraktığını vurguladı.
Pehlivan, Diyanet’in “4-6 yaş grubu Kuran kurslarının okulöncesi zorunlu eğitimden sayılmasına yönelik MEB ile toplantı gerçekleştirilecektir” hedefinin Diyanet’in bu yeni rolüne ilişkin bir yol temizliği olabileceğine de dikkat çekti.
Devlet eğitimi denetlemekten vazgeçecek
1973’te kabul edilen Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ‘Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir’ maddesinin, yasalaşma yolundaki Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda çıkartılacağını söyleyen Pehlivan, “Devlet, eğitimi tarikatlara teslim edecek” dedi.
Pehlivan,“yeni kanunla devletin eğitimi denetlemekten vazgeçtiğini” söylediği yazısında şunları kaydetti:
“Bundan 98 yıl önce kabul edilen devrim kanunlarından Tevhid-i Tedrisat sayesinde eğitim tek çatı altında toplandı. Tekke ve zaviyelerin yasaklanmasının altyapısı da bu kanundu. Yine dikkatleri çekmedi. İşte Tevhid-i Tedrisat’ın da gereği olan mevcut maddedeki ‘devlet’ kelimesi, AKP’nin isteğiyle şimdi kanundan çıkarılıyor. Yani şu demek oluyor: ‘Öğretmenin görev yaptığı her ‘eğitim’ kurumu illa da devletin denetiminde olmak zorunda değil!’ Hani ‘Tarikatlar kapatılmasın, denetlensin’ diyenler var ya… Biri de çıkıp bu yeni kanunla devletin eğitimi denetlemekten vazgeçtiğini görmüyor. Hatta dini yapılanmaların daha da yasallaştığı fark edilmiyor: Bir tarikatın kendi eğitim sistemini yaratıp kendi ‘medreselerinde’ çocukları teslim almasının önü açılıyor.”
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.