Ana Sayfa Kültür-Sanat İranlı çift memleketlerinden sanatlarını da getirdi: Ahşap kakma sanatını Türkiye’de sadece Mehri...

İranlı çift memleketlerinden sanatlarını da getirdi: Ahşap kakma sanatını Türkiye’de sadece Mehri Hanım yapıyor

17 yıldır Türkiye’de yaşayan Mehri Rabiie Zolghadr, ülkesine özgü ahşap kakma sanatını Ulucanlar Sanat sokağında icra ediyor. Kendisi gibi sanatçı olan Minyatür Ustası eşi Reza Zolghadr ile sanatlarını birleştiren İranlı çift, ahşap kakma sanatının Türkiye’de duyulmasını ve kendilerine destek olunmasını istiyor.

Memleketleri İran’dan sanatlarını da yanlarında getiren çiftin meslek aşkı 25 yıldır devam ediyor. Ankara Ulucanlar Cezaevi’nin içinde geleneksel sanatların yaşatıldığı Sanat Sokağı’nda kendilerine ait küçük bir atölyede mesleklerini sürdüren çift, her gün onlarca sanatsevere kapılarını açıyor.

Her bir aşamasını ilmek ilmek işleyen Mehri Hanım’ın yaptığı tabloların kimi portakal, ceviz kimi de hünnap ağacından oluşuyor. Ahşabın her bir parçasını ince kıl testeresi ile şekilden şekle sokan Mehri Hanım’ın eserleri tablo olarak duvarları süslüyor. İşlenecek bir motife koyu gölgeler vermek için ceviz ağacından, daha açık tonlar için hünnap ağacından faydalanılıyor. Siyaha yakın renkleri elde etmek içinse ceviz ağacı tandırda yakılıyor.

Maliyeti az, ancak oldukça zahmetli

Türkiye’yi kendi vatanı gibi gören Mehri Hanım, Koronavirüs döneminde maddi ve manevi olarak etkilendiklerini söylüyor:

“Bu süreçte kimi zaman doğadan topladığımız ahşapları kullanıyoruz. Yapımı zahmetli olduğu için haliyle satış fiyatı bir miktar yüksek. Ancak buradaki emek ve alın teri göz önüne alındığında bu miktarı hak ediyor. Mesela bir tabloyu yapmak sekiz ayımızı aldı. Bu süre artabiliyor. Atölyemizi ziyaret edenler eserlerime hayran kalıyor. Türkiye’de kimse İran’a özgü olan ahşap kakma sanatını icra etmiyor, biz istiyoruz ki bu sanat Türkiye’de de can bulsun.”

Hayatlarını birleştirdikten sonra sanatlarını da birleştirdiler

1971 doğumlu olan Mehri Hanım yüksek lisans eğitimini İngilizce tercümanlık alanında yapmış. “Küçük yaşlarda eve aldığımız meyve kasaları ile oynuyor onlardan eşyalar yapıyordum” diyen Mehri Hanım, ahşaba olan aşkının çocukluk yıllarından başladığını söyleyerek şöyle devam ediyor:

“Bir insan bir sanat ile ilgilenmezse özü özünden utanır. Bir mahkûm hapishanede 10 yılını geçirirken bir sanat ile uğraşırsa oradan bambaşka biri olarak çıkar. Çünkü sanat insanın ruhunu iyileştirir. Sanat ile uğraşan insanlar kötülüğe vakit bulamaz. Sanat insanın dünyaya bakış açısını değiştirir. Atölyemde çok mutluyum. Mesela her ahşabın kendine has kokusu var. Bu insanı rahatlatıyor, bambaşka bir yolculuğa çıkarıyor. Ben de atölyemde her gün bambaşka yolculuklara çıkıyorum.”

Sohbetimize kendisi gibi sanatla ilgilenen eşi Reza Bey ile devam ediyoruz. Reza Bey, icra ettiği minyatür sanatı ile akrabaları vesilesiyle 15 yaşlarında tanışmış. 30 yılı aşkın bir süredir bu iş ile uğraşıyor:

“Ben minyatür sanatçısıyım. Kökenim Türk ve Kahramanmaraş Dulkadiroğlu ailesinden geliyorum. 30 yıldır minyatür işi ile geçimimi sağlıyorum. Yeri geliyor eşim ile mesleki bilgilerimizi harmanlıyoruz. Gerek renklerin tonu gerekse ışığın ve gölgenin nereden düşeceğini gösteriyorum. Benim yaptığım eserleri eşim ahşap kakmada model olarak kullanıyor. Böylelikle sanatlarımızı harmanlıyoruz. İran’da yaşanan iç karışıklıklardan dolayı insanların sanata ayıracak vakitleri ve maddi imkânları olmuyordu. Ama Türkiye’de daha fazla ilgi gördük ve hiç yapılmayan bir sanat olduğu için herkes hayran kaldı.”

“Okullarda ders olarak verilsin”

“Biz istiyoruz ki bu sanat okullarda ders olarak verilsin. Bunu için yardım ve destek istediğimizi belirtmek isterim. Bu sanatı bilen ve anlayan kişiler e-ticaret yolu ile benimle iletişime geçiyor. İngiltere’den bile ulaşıyor, bilmeyenler ise yalnızca yanından geçip gidiyor. Eşim belediye kurslarında ders versin. Ev hanımları için adeta bir terapi niteliğinde bu işten para da kazanabilirler. Biz insanlığa da bir faydamız olduğunu ve ömrümüzü boşa geçirmediğimizi düşünüyoruz.”

İranlı çift Türkiye’ye müteşekkir olduklarını ve sanatları ile fayda sağlamak istediklerini dile getiriyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz