‘Hastaneleri beyni’ olarak nitelendirilen laboratuvar teknikerleri, deney tüpü ve mikroskop aracılığı ile ölçümler yaparak elde edilen sonuçları dijital olarak kaydedip gerekli işlemleri sağlıyor. Ayrıca koronavirüs salgını sürecinde büyük iş yüküne sahip olan laboratuvar teknikerleri, klinik ve araştırma laboratuvarlarını kullanarak analizler yapıyor.
Doktorların eli, ayağı olan laborantlar, COVID-19 pandemisi sürecinde hastanelerin en önemli birimlerinden biri haline geldi. Doktorların hastaları tedavi ve teşhis etmesine yardımcı olan testleri yapan laboratuvar teknikerleri, test sonuçlarını rapor haline getirerek hekimlere sunuyor. Bu bağlamda hastanelerde oldukça önemli bir yere sahip olan bu görevlerin, alanında uzman kişilerce yapılması gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı’nın 24 Kasım 2020’de açtığı 12 bin kişilik alımda, laboratuvar tekniker adaylarına sadece 137 kontenjan ayırması, her sene 70 bin kişinin mezun olduğu bölümdeki krizleri daha da derinleştirdi. Uzun süredir atanmayı bekleyen tekniker adayları, kendi bölümlerine ayrılan kadro kontenjanına tepki gösterse de değişen bir şey olmadı.
Konuştuğumuz laboratuvar teknikerleri, bölüm için bu kadar az kontenjan ayrılması nedeniyle laborantsız kalan laboratuvarlardaki analizlerin, deneylerin ve testlerde kullanılan numune örneklerinin hemşireler tarafından hazırlandığını söylüyor. Bu durum teknikerlerin istihdam sorununu derinleştirdiği gibi hemşirelerin iş yükünün artmasına, daha da önemlisi hastalara konulacak yanlış tanıya kadar gidebilecek tehlikeli bir sürece neden olabiliyor.
Sağlık sektöründe yaşanan bu önemli sorunu laborantlara sorduk:
Laborantsız laboratuvarlar, hasta sağlığı için risk demek
Sağlık kuruluşları, hasta numuneleri ile çalışarak kan alımı, analiz öncesi hazırlık, analizlerin değerlendirilmesi ve sonuçlanması gibi birçok işten sorumlu olan laborantların yerine yeterli donanıma sahip olmayan hemşire ve firma elemanlarını işe alıyor. Koronavirüs salgını döneminde çok daha fazla ihtiyaç duyulan ve atamaların artmasını bekleyen teknikerler yerine laboratuvarlar firma elemanları ile doluyor.
Özel bir hastanede 3 yıldır tıbbi laboratuvar teknikeri olarak çalışan İsmail B., hemen her sağlık kuruluşunda taşeron işçilerin artık laboratuvar teknikerleri yerine tercih edildiğini belirtiyor. Koronavirüs salgınında birçok hastanenin açıldığını fakat açılan hastanelerin laboratuvarlarında teknikerler yerine, hemşireler ve şirket elemanlarının çalıştığını söyleyen İsmail. B., maruz bırakıldıkları durumu şöyle anlatıyor: “Ben de özel hastanede tıbbi laboratuvar teknikeri olarak çalışanlardanım. Aslında mevcut düzenden taşeron işçilerde memnun değil. Çünkü sağlık kuruluşları ve firmalar bu bölümden mezun olan kişilere kadro vermek yerine başka alanlardaki elemanlarını sahaya atıyor. Teknikerlere gereken önem verilmiyor. Ancak bu tanı koymayı, yani hasta sağlığını riske atan bir durum.”
Kadro vermekten en çok kaçınan adreslerse özel hastaneler. Başka alanlardan çekilen ya da taşeron olarak süreli olarak işe alınan kişiler, yeteri kadar tecrübeli değil ve süreli sözleşmeler iş kalitesini düşürüyor. Bu durumu İsmail B. şöyle anlatıyor: “PCR testini yapmak ve kontrolünü sağlamak normalde tıbbi laborant teknikerlerinin ilgi alanına giriyor. Fakat bu aşamada bilinçsiz insanlar görevlendiriliyor. Yine filyasyon ekibinde tıbbi laborant teknikerlerinin bulunması gerekiyor. Özel hastaneler bu alan için fizyoterapist arkadaşlarımızı uygun gördü. Bu konu arkadaşlarımızın alanı olduğu için çoğu Koronavirüs kaptı.”
İsmail B., kendilerinin bu meslek için üniversite okuduğunu ve bu alanda eğitimler aldığını söylüyor ve tepkisini şöyle dile getiriyor: “Sağlık Bakanlığı’nın 2020 bütçesini baz alarak yaptığı bir atama var. Pandemi döneminde laboratuvarların öneminin anlaşıldığını düşünmüştük. Fakat alımlara bakınca yeteri kadar önemsenmediğini fark ettik. Çünkü tıbbi laborant teknikerlerine 12 bin atamadan ayrılan kontenjan sayısı 137 oldu.”
“Laboratuvarlarda sadece laborantlar çalışmalı”
Bir sağlık ocağında sözleşmeli bir şekilde çalışan Nalin Uğurlu da laborantların işini hemşirelerin yaptığını belirtiyor. Sağlık ocaklarında laborant alımının olmadığını anlatan Nalin şunları söylüyor: “Sağlık ile alakası olmayan kişiler ‘taşeron’ kimliği adı altında hastanelerde çalışıyor. Özel ve devlet hastanelerinde laboratuvarlarda şirket aracılığı ile çalışan işçiler mevcut. Taşeron adı altında çalışan işçiler cihazın bakımı ile ilgilenmek yerine tıbbi laboratuvar teknikerlerinin uzmanlık alanına giren kan alımı ile ilgileniyor. Laboratuvarları bizim yerimize dolduran firma elemanları olduğu için atamalarda bize ayrılan kontenjan sayısı da azalıyor. Laboratuvarlarda şirket personelleri değil laborantlar çalışsın.”
Şehir ve özel hastanelerinin ihale yoluyla personel ihtiyacını karşıladığını söyleyen Nalin, işinin ehli olmayan insanların laboratuvarda çalışmasından rahatsızlık duyduğunu sözlerine ekliyor: “Uzun süredir sözleşmeli bir şekilde sağlık ocağında çalışıyorum. Mezun olduğum ve eğitim aldığım bölüm bilinçsiz insanlarla doldurulduğu için biz hala atamaları bekliyoruz. Bilinçsiz insanlar hastanelerde bizim yerimizi dolduruyor. Sağlık Bakanlığının yakın zamanda bu duruma bir çözüm getirmesini istiyoruz.”
Daha az maliyet için taşeron işçiler istihdam ediliyor
Soma Devlet Hastanesi’nde çalışan ve ismini vermek istemeyen laboratuvar teknikeri, firmaların daha az maliyet ile laboratuvarda işçi çalıştırdığını söyleyerek, bu duruma tepkisini şöyle dile getiriyor: “Hastane ile anlaşması olan firmalar daha az maliyet karşılığında iş gücü sağlamak adına laboratuvar teknikerleri yerine kendi elemanlarını çalıştırıyor. Bu bir nevi benim gözümde fırsatçılık. Çünkü bizler laboratuvarlarda numune, deney ve testlerle ilgileniyoruz.”
Bu sistemin son bulmasını isteyen laboratuvar teknikeri, bu konudaki eksikliğin Türkiye’deki sağlık sisteminin bir sorunu olduğunu söylerken, Avrupa’da benzer bir uygulama olmadığını belirtiyor: “İnsan sağlığının bu kadar hafife alınması beni rahatsız ediyor. Fakat bu durumdan bizim yerimizi dolduran taşeron işçilerde memnun değil. Çünkü laboratuvar teknikeri adı altında çalışan ve farklı meslek dallarından mezun olan insanlar var. Kimyager, biyolog, hemşire laboratuvar teknikerlerinin yapması gereken işi yapıyor. Taşeron mantığı tamamen devletin uğraşmamak için insanları ve en kötüsü kamu laboratuvarlarını firmaların kontrolüne bırakmasına dayanıyor.”
“Tıbbi laboratuvar alanı değersiz görülüyor”
22 yaşında olan ve geçtiğimiz yıl Mart ayında atanan, ismini vermek istemeyen laboratuvar teknikeri, 70 bin mezundan kendilerine ayrılan kadro kontenjanın toplamda bin 541 olduğunu söyleyerek şunları belirtiyor:
“Tıbbi laboratuvar bir nevi hastanenin beyni ama genelde değersiz görülen bir bölümüz. Koronavirüs salgını kapsamında alımların artacağını bekliyorduk. Çünkü tıbbi laboratuvar teknikeri bir nevi hastanenin eli, ayağı. Senelerdir tıbbi laboratuvar teknikeri değersiz görülen bir bölüm oldu. Bizler de artık bu duruma dur demek istiyoruz.”