Ana Sayfa Sağlık “Sağlıkta şiddet, toplumdaki ruh sağlığımızın bir yansıması”

“Sağlıkta şiddet, toplumdaki ruh sağlığımızın bir yansıması”

Türkiye'de günden güne artarak devam eden şiddet olayları, özellikle sağlık alanında sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor. Kişilerin hastanelere elini kolunu sallayarak girmemesi gerektiğini belirten sağlıkçılar, yaşanan güvenlik açığının bir an evvel giderilmesini istiyor.

Geçtiğimiz ay, Konya’da kardiyoloji uzmanı olarak görev yapan Ekrem Karakaya’nın Şehir Hastanesi’nde tabancayla vurularak öldürülmesi, sağlıkta şiddetin son örneği olarak kayıtlara geçti. Yine geçtiğimiz ay, 2022 yılının ilk 6 ayında sağlık alanında yaşanan şiddet olaylarına değinen Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Semih Durmuş, 226 sağlık emekçisinin şiddet kurbanı olduğunu ifade etmişti.

Ortodonti Uzmanı Dr. Enver Akın Özkan, Dr. Yasemin Türkdönmez ve Paramedik Murat Öntemel ile “Sağlıkta şiddetin nedeni nedir?”, “Sağlıkta şiddet neden önlenemiyor?”, “Sağlıkta şiddetin önlenmesi için neler yapılmalıdır?” sorularına yanıt aradık.

“Doğru iletişimle sağlıkta şiddet azalacaktır”

Dr. Enver Akın Özkan, sağlıkta şiddetin nedenini iletişim eksikliğine bağlıyor. “Sağlıkta şiddetin bana göre en önemli nedeni; iletişim eksikliği” diyen Özkan şunları ifade ediyor:

Ortodonti Uzmanı Dr. Enver Akın Özkan

“Sağlık çalışanları yönünde giderek artan hasta yoğunluğu, ekonomik ve fiziki şartların mesleklerinin gerekliliğini karşılamaması, hasta tarafında hastalığın verdiği sıkıntılar, sağlık hizmetine ulaşmadaki güçlükler gibi nedenlerle her iki taraf da ufacık bir olumsuzlukta hekim hasta ilişkisine sığmayacak eylemleri yapacak kadar gergin konumdalar. Böyle bir ortamda iletişimdeki ufacık kopukluklar, bu tarz şiddet eylemlerini maalesef ortaya çıkarmaktadır. Doktorlara hastasını muayene ve tedavi etmek için yeterli vakit ayrıldığı zaman, daha doğrusu hastasıyla iletişim için yeterli vakit tanındığı zaman bu sorunların büyük oranda düzeleceğini düşünüyorum.”

Sağlıkta şiddetin önlenmesi için cezalandırma yönteminin yeterli etki göstermeyeceğini de dile getiren Dr. Özkan, doğru iletişimle şiddet olaylarının azalacağına dikkat çekiyor:

“Ülkenin değişen sosyal portföyü, ekonomik yapısı, eğitim düzeyi, saygı sevgi seviyesi, tabii ki de hastaların doktorlarla olan ilişkisini etkilese de tüm bunların sağlıklı bir iletişim ortamı sağlandığında büyük oranda aşılacağını düşünüyorum. Çözüm olarak benim önerim; olabildiğince makul bir muayene ve tedavi süresinin sağlanması, sağlık hizmetlerinden çalışanların sosyal ve ekonomik haklarının kendilerine verilmesi. Bu sayede de iletişim kanallarının açılması. Cezalandırma vb. çözümler yeterli etki göstermeyecektir. Doğru iletişimle de sağlıkta şiddet azalacaktır.”

Dr. Yasemin Türkdönmez

“Sağlıkta şiddet, toplumdaki ruh sağlığımızın bir yansıması”

Şiddetin nedeninin kişilerin sağlıklı bir ruh yapısına sahip olmaması olduğunu ifade eden Dr. Türkdönmez, yaşanan savaşlar ve ekonomik açıdan yapılan yaptırımların kişilerin ruh sağlığını oldukça etkilediğini belirterek, sağlıkta şiddet olaylarını toplumdaki ruh sağlığımızın bir yansıması olarak gördüğünü söylüyor.

“Tüm dünyada mevcut savaş durumları, ekonomik yaptırımlar, ekonominin hem gelişmiş ülkeleri hem gelişmekte olan ülkeleri olumsuz şekilde etkilemesi ve tüm bunların üst üste gelmesi, toplumsal olarak çok sağlıklı bir ruh yapısına sahip olmadığımız sonucunu ortaya çıkarıyor.  Bunu da maalesef, belli alanlarda olumsuz şekilde gösterebiliyoruz. Sağlıkta şiddet, her zaman vardı aslında. Sadece bu aralar biraz daha arttı. Aslında bunu, toplumdaki ruh sağlığımızın bir yansıması olarak da düşünüyorum. Çünkü özellikle, ekonomik anlamda zor dönemden geçiyor olmamız, insanların daha zorlu şartlarda yaşamaya mecbur kalması, farklı şiddet eğilimlerinin de artışına sebep olabiliyor.”

“Havaalanlarındaki sıkıyönetim, sağlık kurumları için de geçerli olmalı”

Havaalanlarında yaşanan güvenlik önlemlerinin sağlık kuruluşlarında da geçerli olması gerektiğini vurgulayan Dr. Yasemin Türkdönmez, şiddetin önlenmesi için eğitimin ne kadar önemli olduğunun da altını çiziyor.

Hasta ya da hasta yakınlarının şiddete sebep olabilecek herhangi bir aletle hastaneye girmemesi gerektiğini belirten Türkdönmez şunları dile getiriyor:

“Özellikle hastane ortamlarında çok bilinçli, iyi yetişmiş güvenlik ve hastane çalışanlarının farkındalığı artırılmış bir şekilde eğitim alması gerekiyor. Hangi hastanın veya hasta yakınının şiddet veya başka türlü olumsuz davranışlarını önceden öngörebilip buna göre önlem almak gerekebiliyor. Kişilerin şiddete sebep olabilecek bıçak, silah vb. herhangi gibi materyalle çok kolay bir şekilde hastaneye girmemesi gerekiyor. O yüzden de mutlaka daha sıkı güvenlik önlemleri olmalı. Nasıl havaalanlarında delici alet, tabanca vb. kesinlikle giremiyorsunuz, aynı sıkıyönetim sağlık kurumları için de geçerli olmalı.”

“Yaptırımların artırılması, bu konuda iyileştirici bir faktör olacaktır”

“Şiddete maruz bırakılma olasılığı konusunda, hem sağlık çalışanlarının hem de hastane yönetiminin gerekli önlemleri alacak şekilde farkındalık göstermesi gerekiyor. Hasta, ‘Ben tabancamı, bıçağımı alıp kolay bir şekilde hastaneye girebilirim’ şeklinde asla düşünmemeli. Böyle bir düşünce, toplum üzerinden bir an önce atılmalı. Kişilerde çekince olmalı. Sağlıkta şiddete ait yaptırımların da mutlaka artırılması gerekiyor. Çünkü maalesef insanlar, genel olarak yaptırım olduğu şeylerden biraz daha sakınıyor. Yaptırımları artırdığınız zaman, insanlar da çok kolay bir şekilde sağlık çalışanlarına zarar verme konusunda biraz daha çekimser kalabilir diye düşünüyorum. Yaptırımların artırılması, bu konuda iyileştirici bir faktör olacaktır.”

Paramedik Murat Öntemel

“Kişiler hastanelere elini kolunu sallayarak nasıl girebiliyor?”

Paramedik Murat Öntemel ise sağlık kurumlarında ortaya çıkan güvenlik açıklığına dikkat çekiyor. Mental yorgunluğun bulunduğu bir ortamda güvenlik yetersizliğinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Öntemel, “AVM’lere bile kesici, delici alet veya silah sokulamazken kişiler, hastanelere elini kolunu sallayarak nasıl girebiliyor? Demek ki burada bir güvenlik açıklığı var. Bunun mutlaka giderilmesi gerekiyor. Bu, kabul edilemez bir durum haline geliyor. Bu eksikliklerin ve yorgunlukların tamamı da maalesef sağlıkta şiddetin artış göstermesine neden oluyor” diyor.

“Gün içinde binlerce sözlü şiddete maruz kalınıyor”

Sağlık çalışanlarının sığınmacı nüfus artışı ve pandemi süreciyle birlikte çok yoğun şekilde çalıştıklarını belirten Öntemel, bu durumun mental yorgunluğa sebep olduğunu dile getiriyor. Sağlık kurumlarında yalnızca fiziksel şiddetin değil, sözlü şiddetin de yoğun şekilde yaşandığını vurgulayan Murat Öntemel, şunları söylüyor:

“Türkiye’de uzun süredir sığınmacı nüfus artışı ve bunların ciddi medikal, tıbbi bakım ihtiyacı bulunmakta. Bu durum da sağlık çalışanlarının yükünü oldukça artırıyor. Aynı zamanda yaklaşık 2,5 yıldır pandemi de bu duruma eklenince, maksimum performansın çok üzerinde çalışan bir sağlık çalışanı kitlesi bulunmakta. Bu mental bir yorgunluğa sebep olmakla birlikte, bu durum hasta ve yakınlarına da yansıyor. Yani bu mental yorgunluk karşılıklı oluyor. Bu yorgunluklar, iletişim bozukluklarına ve anında geri bildirim alınmasına sebebiyet veriyor. Biz medyada sadece fiziksel şiddeti görebiliyoruz ama aslında sağlık kurumlarında gün içinde yüzlerce hatta binlerce sözlü şiddete de maruz kalınıyor. Bu durum karşılıklı da olabiliyor.”

“Güvensiz ortamda, güvenliği hızlıca sağlamak gerekiyor”

Kişilerin, son dönemlerde hastanelere ve sağlık kurumlarına ön yargılı ve kızgın şekilde gittiğini ifade eden Paramedik Murat Öntemel, bu durumun önüne geçilmesi ve sağlıkta şiddet olaylarının yaşanmaması için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

“Öncelikle sağlık çalışanının üzerindeki yükü kaldırmak için personel artışına gidilmesi gerekiyor. Bununla birlikte, nöbet sistemleri ve mesailer de düzenlenebilir. Sağlık kurumlarında artış da olmalı. Ayrıca sağlık kurumlarında, çok daha ciddi ve donanımlı güvenlik sistemi kurulabilir. Gerekirse emniyetten daha büyük destekler alınabilir. Çünkü sağlıkta şiddet, artık çok ileri seviyelere taşınmış durumda. Tabii ki bu önlemler, 1-2 günde yapılabilecek ya da sonuç verecek önlemler değil. Şu anda güvensiz ortamda, güvenliği hızlıca sağlamak gerekiyor. Hastaneye kesici, delici alet ve silah gibi materyallerle girilmemesi sağlanmamalı. Daha caydırıcı, daha büyük cezalar verilmeli. Bu önlemler, olumsuz durumların bir nebze önüne geçecektir. En azından şiddeti ve ölümleri durduracaktır. Ayrıca, iletişim bozukluklarının da önüne geçmiş olacaktır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz