Salgın sürecinde kapalı olan sinema salonlarının yaz aylarında yeniden açılması, filmlerin sinemada izlenmesi keyfini ne kadar çok özlediğimizi yeniden hatırlattı. Sinema salonlarında film izlemeyi özleyen sinemaseverler ve sinefiller, birbirinden farklı filmlerle sinema salonlarında buluşarak sinemaya doyacak. Sosyal mesafenin korunduğu ve maskelerin çekildiği bir dönemde koltuklara kurularak, filmleri izleme zamanı!
BİLMEMEK / Yönetmen: Leyla Yılmaz
Pandemi nedeniyle vizyona neredeyse 1,5 gecikmeli bir şekilde giren “Bilmemek” filmi, yönetmen Leyla Yılmaz’ın prömiyerini 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yaptığı ikinci uzun metrajlı filmi. 2011 yılında “Bir Avuç Deniz” filmiyle izleyiciyi selamlayan Yılmaz’ın filmi, 32. Ankara Film Festivali’nde de “En İyi Film” ve 27. Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Yılmaz Güney Özel Ödülü” gibi önemli ödüllere kavuşmuştu. Başrollerini Emir Özden, Yurdaer Okur ve Senan Kara gibi isimlerin paylaştığı film, annesi ve babasıyla yaşayan ama mutsuz bir şekilde kendini arayan genç bir erkeğe odaklanıyor. Filmde; ergen bir gencin içinde yaşadığı travmalar, küçük yaşta bu kadar fazla sorumluluğu sırtına alması ve bunların üstesinden gelmeye çalışma durumu göze çarpıyor.
Film boyunca “Her şeyi bilmek bu kadar çok önemli mi?” ve “Kişisel alana müdahale nedir?” gibi ilginç ve günümüzde de çokça konuşulan konular üzerinden farklı bir bakış açısı görüyoruz. Umutlu bir performansla film boyunca ruh dinlendiren başarılı oyuncu Emir Özden, tüm ödülleri hak eder cinsten bir performansa sahip. Özden, karakterinin psikojisini, ailesel iletişim problemini ve maruz kaldığı baskılarını güçlü performansında anlatıyor. Baba figürüyle filmde yer alan Yurdaer Okur ise, güçlü bir performansla izleyiciyi selamlıyor.
On Matinesi programında, “Bilmemek” filminden; oyuncular Yurdaer Okur ve Emir Özden ile yönetmen Leyla Yılmaz’ı konuk etmiştim. Sohbeti buradan izleyebilirsiniz…
GERÇEK KAHRAMAN “FREE GUY” / Yönetmen: Shawn Levy
Gerçek dünyaya oyun dünyasının bir araya geldiği ve kafaların allak bullak olmasına bir kez daha bayılacağınız bir film geldi vizyona: Free Guy! Shawn Levy’nin yönetmenliğini üstlendiği ve sıradanlığın bir anda kahramanlık göstergesi haline gelebileceğini muazzam bir macerayı anlatan filmde, başrolleri Ryan Reynolds, Jodie Comer ve Lil Rel Howery gibi oyuncular paylaşıyor. Kendi dünyasında rutin bir hayat yaşayan banka memuru Guy’a odaklanan filmde, Guy bir anda bambaşka duygular yaşamaya başlar. Bunun üzerine var olduğu dünyada her şeyi aynı olduğunu fark eden Guy, aslında bir oyun dünyasında yaşadığını fark eder. Bir çılgınlık yapan Guy, kendi kahramanlık hikayesini oluşturmaya harar verir ve sanal gerçeklik oluşturarak oyun dünyasının acımasız kapitalizminde savaşa başlar.
Hayatla sanallığın birbirine geçtiği çok film gördük. Free Guy bu filmlerin başarılıları arasına girmiş durumda. Özellikle Truman Show’u anımsatan mücadeleci hali ve Onur Ünlü’nün Gerçek Kesit Manyak’taki figüran detayını anımsatan film, efektletiyle de göz doldurucu. Giriş sahnesi çok aksak bir şekilde olan filme bağlanmak zaman alsa da absürt eğlencesini icinde barındıran senaryosuyla keyif veriyor. Taika Waititi’nin enfes oyunculuğuyla filme dahil olduğu dakikalarda tat daha da güzelleşiyor…
ZAMANDA TUTSAK “OLD” / Yönetmen: M. Night Shyamalan
Hayatınızda yolunda gitmeye şeyler bir anda hızlıca üstünüze doğru gelseydi? Ya da hayatını hızlıca yaşayıp bir günde ömrün ne kadar değerli olduğunu anlasaydınız neler olurdu? Ün, şöhret, buluş ve bunun vahşet üzerinden oluşu… “Son Hava Bükücü”, “Split”, “Glass”, “Sudaki Kız”, “Altıncı His”, “Uyanış” ve “Ölümsüz” gibi efsane ve başarılı filmlere imza atmış olan yönetmen M. Night Shyamalan, yine mistik bir konu üzerinden zihinleri irdeliyor. Filmde ufak bir rolde de izleyebileceğiniz Shyamalan’a oyuncu kadrosunda ise; Gael García Bernal, Vicky Krieps, Rufus Sewell, Thomasın McKenzie, Alex Wolff ve Nikki Amuka-Bird gibi isimler eşlik ediyor.
Filmde, ayrılığın eşiğine gelmiş olan bir aile çocuklarını da alarak tenha bir yerde huzurlu bir tatile gitmeye karar verir. Tropikal bir bölgede şifalı bir tatile gelen aile, otelin yönlendirmesiyle bir plaja gider. Plaja otelde ayrıda 2 aile daha gelirken, kuytudaki plajda insanlar bir anda ilginç olayların içerisinde bulur kendilerini. Hayatlarının bir günle sınırlandığını fark eden insanlar, bir anda yaşlanmaya başladıklarını fark ederler ve çıkış yolu bulmaya çalışırlar.
Film, mistik anlamda oldukça merak uyandırıcı ve ilginç bir hikaye ile karşımıza çıkıyor. Başarılı oyunculuklar ve yönetmenin kamera açıları ile seçtiği planlar doğrultusunda iyi bir sinematografi kurulmuş durumda. Ancak filmin senaryo akışı çok problemli ve izleyeni bir süre sora bıkma haline getirecek durumuna getiriyor. Film aslında iyi bir başlangıç yapıyor ve aslında plaja gelene kadar çok iyi de akıyor. Ancak plajdaki olayların esrarengizliği bile bir süre sonra abes gelebiliyor. Sonuca ulaştığımız noktada bir nebze de olsa rahatsak ve içimizden sinir de olsak da, kafamızda beliren bazı soru işaretleri, filme olan inancı da azaltıyor. Adından da anlaşılacağı üzere ‘Zamanda Tutsak’ hale gelme duygusu, izleyenin iliklerine kadar işleyebiliyor. Hem olumsuz, hem olumlu anlamda…