Ana Sayfa Politika Prof. Dr. Gülriz Uygur: Artık bu yargılamalar değişmeli

Prof. Dr. Gülriz Uygur: Artık bu yargılamalar değişmeli

Uçan Süpürge Vakfı, stajyer avukatlar için “Kader Değil Karar” başlıklı bir atölye düzenledi. Atölye eğitmenlerinden Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülriz Uygur, “Artık bu yargılamalar değişmeli” diyerek, avukatların hukuk pratiğini şekillendiren en önemli güç olduğunu, hukukun adil olmasının avukatlara bağlı olduğunu ve avukatların toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sorumlu olduklarını vurguladı.

Uçan Süpürge Vakfı, stajyer avukatlar için “Kader Değil Karar” başlıklı bir atölye düzenledi. Atölyede, Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde (KASAUM) yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. Fevziye Sayılan, Nirengi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Solmaz Havuz, Avukat Musa Toprak, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Gülriz Uygur ve Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı avukat Aslı Koçak Arıhan eğitim verdi.

İlk oturumda konuşan Nirengi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Solmaz Havuz, güzellik kavramının masallarda geniş yer bulduğunu ifade etti. Havuz, Masal, hikaye ve şarkıların toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerindeki psikolojik ve toplumsal etkisini değerlendirdi.

“Toplumsal cinsiyet ilk önce dışsaldır, daha sonra içsel olur”

Masallarda kadınların itaat ettiğini, evlilik kararının otorite tarafından verildiğini, evliliğin beraberinde zenginlik ve statüyü getirdiğine işaret etti. Özellikle çocukların kendilerini masal kahramanlarıyla özdeşleştirebileceğinin altını çizen Havuz, “Toplumsal cinsiyet ilk önce dışsaldır, daha sonra içsel olur. Bu anlamda da bütün masallara baktığımızda toplumsal cinsiyet açısından ne mesaj verdiğine dikkat etmekte yarar vardır ister yetişkinler dinlesin ister çocuklar dinlesin” dedi.

Gazete ve dergilerde araştırma adı altında bilimsel olmayan birçok metnin yayımlandığını, insanları özellikle aileleri bu araştırmaların kim tarafından, nasıl ve nerede yayımlandığına dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyardı.

Doç. Dr. Sayılan: Kadıköy’de yaşanan “Kadınlar sokakta sigara içmez” kalıp yargısından türeyen bir ayrımcılık!

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi emekli Öğretim Üyesi ve 2005-2008 yıllarında Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde (KASAUM) yönetim kurulu üyeliği görevini yürüten Doç. Dr. Fevziye Sayılan, toplumsal cinsiyet ile ilgili temel kavramları anlattı.

Doç. Dr. Sayılan, geçtiğimiz günlerde İstanbul Kadıköy’de sigara içerken maskesini çıkaran kadının polis tarafından darp edilmesine ilişkin olarak polisin bu davranışının cinsel kimlikle ilgili “Kadınlar sokakta sigara içmez” kalıp yargısından türeyen bir ayrımcılık olduğunu söyledi. “Maskesiz dolaşma konusunda kamu otoritelerinin ikaz yetkisi vardır. Ama orada ayrımcılık ve genç kadının sigar içiyor olması bir tür ‘çizgiyi aşan davranış’ ve arttırıcı, yoğunlaştırıcı bir şey olduğu için polis şiddetine maruz kaldı” dedi.

“İnsanlar insanlar eşitmiş gibi muamele ettiğinizde zaten bir hak ihlalinin başlayacak olması başka bir nokta.”

“İnsan Hakları Kapsamında Toplumsal Cinsiyet” başlıklı eğitim veren avukat Musa Toprak, stajyer avukatlarla “hak, insan hakkı ve insan onuru” kavramları üzerinden bir tartışma yaptı.

Avukat Toprak, insan hakları söz konusu olduğunda insanların eşitliği ile aynılığının farklı şeyler olduğunu, birey olan insanla tür olan insanın karıştırıldığını belirtti. “Eşitlik ile aynılık bambaşka şeyler. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin iddiası da ‘Tüm insanlar onur ve haklar bakımından eşittir. Bu, insanlar eşittir gibi bir iddia değil. İnsanların, zaten her birimizin biricik olduğu, unutmamız gereken bir şey. İnsanlar insanlar eşitmiş gibi muamele ettiğinizde zaten bir hak ihlalinin başlayacak olması başka bir nokta” ifadelerini kullandı.

Toprak, pozitif ayrımcılığın her konuda uygulanamayacağını ve Türkiye’de yanlış kullanıldığını belirtti. Mevcut eşitsizlikleri gidermek için yapılan şeylerin pozitif ayrımcılık değil, ayrımcılık olduğunu düşündüğünü vurguladı.

Prof. Dr. Gülriz Uygur: Artık bu yargılamalar değişmeli!

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Gülriz Uygur, “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun Bağlamında Avukatın İşi” başlıklı eğitim verdi.

Avukatların hukuk pratiğini şekillendiren en önemli güç olduğunu, hukukun adil olmasının avukatlara bağlı olduğunu ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sorumlu olduklarını vurguladı. Sorunun temel çözümünün toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak olduğuna dikkat çekti.

Prof. Dr. Uygur, yargı kararlarını etkileyen toplumsal cinsiyet önyargılarının bilgi gibi değerlendirildiğine, bu konuda atılacak en önemli adımın önyargıların farkında olmak olduğuna ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadınlar ve LGBTİ+ bireylerin adalete erişim noktasında sorun yaşadığına dikkat çekti.

“Dayatılmış rıza dediğimiz şey hakim yargılama sistemine.” 

Son günlerde tartışma konusu olan, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen sözleşmenin toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşımı yargı sistemine yerleştirmek için yargı sistemine imkan verdiğini aktardı.

Prof. Dr. Uygur, cinsel suçlarda rıza tanımının sorunlu olduğunu vurgulayarak, “Çok eril bir şekilde rızanın tanımlanması söz konusu. Dolayısıyla burada tahakküme dayalı, dayatılmış rıza dediğimiz şey hakim yargılama sistemine. ‘Rızanın kabulü’nden gibi bir şeyden hareket ediliyor ve “Buna karşı olarak “Rızanın olmadığını göster, direndiğini göster” gibi bir şey getiriliyor. Dolayısıyla burada rıza ile ilgili ciddi bir problem var. Bu anlamda da rıza ile ilgili olarak özgür istemi içerip içermediğinin iyice anlaşılması gerekiyor. Rıza dediğimiz şey zaten özgür isteme değil midir diyebiliriz. Öyle değil işte. Dayatılmış bir rıza anlamı var. ‘Rıza budur.’ diyor yargı” diye konuştu.

Avukat Arıhan: 6284’ün uygulanmasıyla ilgili kadın dayanışmasının ciddi bir etkisi oldu.

Atölyenin ilk gününün son eğitimi veren Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı avukat Aslı Koçak Arıhan, 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi hakkında ayrıntılı bir değerlendirme yaptı. Avukat Arıhan, “Türkiye’de kanunlar genelde yaşayarak, hakimlerin uygulama şekliyle ya da avukatların alana verdiği çabayla uygulanır. Ne şanslıyız ki, 6284’ün uygulanmasıyla ilgili kadın dayanışmasının ciddi bir etkisi oldu. İstanbul Sözleşmesi ise mahkeme salonlarında çok yer bulmadı. Ne zaman ki şu İstanbul Sözleşmesi bu kadar konu edildi, en azından halk da gerçekten bilmeye başladı. Beklenmedik bir şekilde insanlar ‘İstanbul Sözleşmesi nedir? Neden kaldırılmak isteniyor?’ diye sorular sordular. Şu anda 10 yıl öncesine baktığımızda geldiğimiz konum itibarıyla gerçekten bir şeylerin başarıldığı, kadın mücadelesinin bir sonuç verdiği ortada. Daha iyi bir yere geçmek istiyorsak, daha üst bir seviyede kadın haklarıyla ilgili toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili haklara kavuşmak istiyorsak daha çok çalışmamız gerektiği de kesin.” şeklinde konuştu.

Arıhan, 25 yıllık mesleki deneyimini avukat adaylarıyla paylaşırken kanunları tam bilmenin, hukuki işlemleri doğru yapmanın önemine vurgu yaptı. Dilekçe verirken ya da şikayette bulunurken hukuken yapmaları gerekenlere dikkat çekti. Kadınların şikayet başvurularını 6284 sayılı Kanun kapsamında, karakol ve savcılıklara değil, karar veren ilgili mahkemeye veya aile mahkemelerine başvurmalarını gerektiğinin altını çizdi.

Ankara Barosu’nun 2011 yılında başlattığı Gelincik Projesi’nin şiddete uğrayan kadın, çocuk ve LGBTİ+ bireylere 7/24 kesintisiz hizmet verdiğini, sadece boşanma ve 6284 davalarına avukat atayabilen Gelincik Merkezine 444 43 06 numaralı hattan ücretsiz bir şekilde ulaşabileceklerini hatırlattı.

Oturumlardan sonra stajyer avukatlar, anonimleştirilen bir kararı yeniden yazdı. Yarın da devam edecek eğitime 21 barodan stajyer avukat katıldı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz