Her zaman dikkat edilmesi gereken doğru beslenmeye kış aylarında daha da bir özen gösterilmesi gerekiyor. Havaların soğuması, fiziksel aktivitede azalmayı sağlarken televizyon başında geçirilen zamanın da artmasına sebep oluyor. Bundan dolayı da uzmanlar, kış aylarında beslenmeye ve alınacak kilolara daha fazla dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Kış aylarında nasıl beslenilmesi gerektiğini Diyetisyen Sinem Akgün Taş’a sorduk:
Sebze ve meyve tüketimi şart
“Her mevsim olduğu gibi kış aylarında da günde 3 ana ve 3 ara öğün yapacak şekilde beslenmemize özen göstermeliyiz. Kış aylarında bağışıklık sistemimizi korumak ve güçlendirmek için sebze ve meyve tüketimine de dikkat etmeliyiz. Günde 400-500 gram arası meyve tüketmeli, öğünlerimizde mutlaka sebze bulundurmalıyız. Sebze olarak; brokoli, karnabahar, havuç, pırasa, kereviz, balkabağı, pancar, ıspanak, turp tüketmemiz gerekirken meyveler olarak ise; portakal, elma, ayva, mandalina, greyfurt ve muz tüketebiliriz. Kış aylarında karbonhidratlı yiyeceklere ve tatlılara düşkünlüğümüz de artıyor. Bu aylarda şerbetli tatlıların yerine haftada 1 sütlü tatlı tercih edilebilir. Kış aylarında güneş ışınlarından faydalanamadığımız için D vitamini seviyelerimiz de düşebilir. Bundan dolayı da mutlaka kan değerlerimize baktırmalıyız. Eğer bir eksiklik varsa takviye kullanarak D vitamini eksikliğinin önüne geçebiliriz.”
Kahvaltı olmazsa olmaz
“Güne mutlaka kahvaltı yaparak başlamayı alışkanlık haline getirmeliyiz” diyen Taş, “Vakti olmayan bireyler, geceden hazırlayacakları basit bir sandviçle bile günü kurtarmaya başlayabilir. Ayrıca sağlıklı beslenmenin temel koşulu sık aralıklarla yemek yemektir. Öğün atlamamak, bir sonraki öğünde daha sağlıklı ve doğru seçimler yapmanızı sağlayacak. 3 ana öğünü mutlaka yapmak gerekiyor. Eğer ana öğünlerden birisini sıklıkla atlıyor ve öğüne dikkat etmiyorsanız beslenmenize dair değiştirmeniz gereken çok önemli bir faktör olduğunu söyleyebilirim. Ana öğünler insan vücudunun daha iyi metabolize olmasını sağlar, mide ve bağırsak sağlığınızı destekler. Omega-3 alımı da çok önemli. Beyin ve kalp sağlığı üzerine sıklıkla araştırmalara konu olan bu yağ asitlerini kış aylarında balık tüketimiyle rahatlıkla sağlayabiliriz. Ancak balık sevmiyorsanız mutlaka destekleyici bir ürün almanız gerekir. Özellikle hamileler, emziren anneler ve çocukların omega-3 alması çok daha önemli.”
Doğru beslenme yoksa birçok hastalık var
“Sağlıklı beslenmek isteyen birey öncelikle mümkün olduğunca paketli, katkı maddeleri içeren hazır gıdalardan uzak durmaya özen göstermelidir. Beslenme sadece karnımızı doyurmak için yaptığımız bir yaşam şekli değil, aynı zamanda organlarımızın sağlığı için de çok önemlidir. Doğru beslenme uygulanmadığı zamanlarda kalp rahatsızlığı, diyabet ve cilt hastalığına varana kadar çok uzun bir hastalık listesi çıkarılabilir. Ayrıca gün içerisinde yaşadığınız baş ağrınızın sebebi, yorgun görüntünüzün altında yatan sebepler, saç dökülmeleriniz veya karnınızın değişik bir şekilde şişmesi de doğru beslenilmediğinde ortaya çıkabiliyor. Bunların hepsi yeterli ve dengeli beslenmeyle düzeltilebilir. Bu durum tamamen kişiseldir. Ben gelen danışanlarımdan mutlaka ayrıntılı bir kan tahlili isterim ve beslenme alışkanlıklarıyla ilgili uzunca bir sohbet ederim. Her bireye de ihtiyacına ve alışkanlıklarına göre bir diyet programı oluşturmaya özen gösteririm”
Ne kadar kilo, o kadar su
“Kişinin kilosu ile 30’u çarparak içilmesi gereken suyun mililitre olarak ölçüsünü bulabiliyoruz. Örneğin, 70 kiloluk bir kadın, kilosunu 30 ile çarparak 2 bin 100 ml su tüketeceğini bulabilir. Vücudumuzdaki her bir hücre ve organın iyi bir çalışma sergileyebilmesi için yeterli su tüketiminin olması gerekmektedir. Az su içenlerde dikkat dağınıklığı, baş ağrısı ve hafıza bozuklukları görülebilir. Yeterli su tüketimi, ağız kokusunu önlemede de etkilidir. Eğer az su tüketirsek ağzımızdaki sıvı azalacağı için tükürüğümüz de azalabilir. Bu sebeple konuşmada ve yutkunmada sorunlar yaşayabiliriz. Kas kütlesi fazla olan bireylerin özellikle daha sık ve daha fazla miktarlarda sıvı alması gerekir. Antrenman veya egzersiz yapan bireylerde de sıvı alımı oldukça önemlidir. Gün içerisinde sıklıkla sıvı alımı, kabızlığı da önlüyor. Böbrek taşı riski taşıyan bireyler de günlük 2-2,5 litrenin altında su tüketmemeye özen göstermelidir. Reflü problemi olan danışanlarım sıvı alımlarının artmasıyla birlikte en çok reflü sorunlarından kurtulduklarını dile getiriyor.”